8 Nisan 2012 Pazar
İnsanda İskelet ve Kas Sistemi
Canlıların kendilerine özgü şekillerini koruyan ve hareketlerini sağlayan sistemdir. Özellikle omurgalılarda gelişmiş, etkin olan bir sistemdir.
Basit yapılı bitkilerde dikliği ve sertliği turgor basıncı sağlar. İleri yapılı bitkilerde ise iskelet görevini destek dokular üstlenmiştir.
İSKELET SİSTEMİ
Görevleri şunlardır:
a. Vücudun çatısını kurmak
b. Kas sistemiyle birlikte vücudun hareketini sağlar
c. Vücuda diklik ve sertlik sağlar
d. İç organları dış etkilerden korur.
e. İç organlara ve kaslara tutunma yüzeyi sağlar
f. Kan yapımında görev alır.
g. Temel mineralleri depolar.
İki çeşit iskelet sistemi vardır:
1. Dış İskelet : Üzerinde hiç bir vücut örtüsü bulunmaz. Bir hücre veya özel hücre grubunun salgılandığı organik veya inorganik maddelerden oluşur. Dış iskelet vücut için iyi bir koruyucu olup fazla kaybını önler.
2. İç İskelet : Vücudun içinde bulunup çeşitli vücut örtüleriyle örtülüdür. Omurgalıların hepsinde bulunur. Ayrıca omurgalılarda birbirine eklemlerle bağlanmış olan iç iskelet, hareketi kolaylaştırırken büyümeyi fazla sınırlamaz.
Embriyonun mezoderm tabakasından farklılaşarak meydana gelir. Köpek balıklarından iç iskelet kıkırdaktan ibarettir. Diğer omurgalılar da ise embriyo döneminde kıkırdak dokudan oluşan iç iskelet daha sonra kemik dokuya dönüşür.
İNSAN İSKELETİNİN YAPISI
Omurgalıların çoğunda ve insanda iskelet vücudun çatısını oluşturur.
İskeleti oluşturan kemikler organizmaların gereksinimi olan bazı mineralleri depo eder.
Kemikler iki farklı şekilde gelişir:
1. Bağ dokudaki fibroblastların sayısı artarak kemik oluşturan hücrelere (osteoblast) dönüşür. Kafatasının yassı kemikleri, yüz kemikleri ve bugıldak kemiği bu şekilde oluşur.
2. Hiyalin kıkırdağın yıkılıp yerine kemik dokunun geçmesiyle de kemikleşme olur. Omurgalılardaki üye kemikleri ve leğen kemiği bu şekilde oluşur.
Organizmada kemik yapımı sürerken diğer taraftan da kemik yıkımı olur. Büyüme döneminde kemik yapımı yıkımından fazla olduğundan kemikler uzun ve kalınlaşır.
Yaşlıların ise yıkım yapımdan fazla olduğundan kemikler gözenekli bir hal alır ve kolaylıkla kırılabilir.
Kemik Oluşumunu etkileyen faktörler şunlardır:
a) Hormonlar : Hipofizin salgıladığı büyüme hormonu doğrudan etkili olmayıp, karaciğerdeki protein ve karbonhidrat met@bolizmasını hızlandırarak gerçekleşir.
b) Vitaminler: D vitamini Ca ve P'un emilerek kemiklerde birikimini sağlar.
c) Mineraller : Ca, Mg, SO4¾, gibi mineraller kemiklerini yapıtaşıdır.
Kas Sistemi
Omuzlar çok fazla yük taşır. Bu nedenle her iki omuzdaki kemik bir kıkırdak örtüsüyle kaplıdır. Ayrıca kemikle kıkırdak arasında eklem sıvısı vardır. Eklemin her iki tarafında kemikler, kaslara kiriş adı verilen güçlü liflerle bağlıdır. Solda ise aynı şekilde çok yük binen dizlerin güçlü olmasını sağlayan bağlar ve tendonların genel yapısı görülüyor. Kaslar kemik ve eklemlerle beraber hareketi sağlar ve desteklik verir. Kas hücre zarına sarkollemma, sitoplazmasına ise sarkoplazma denir.
Kaslar düz kas, çizgili kas ve kalp kas olmak üzere üç çeşittir. Düz kaslar ile kalp kası otonom sisteme bağlı olarak çalışır, çizgili kasların çalışması ise beynin kontrolündedir.
İSKELET VE KAS SİSTEMLERİ
Canlıların kendilerine özgü şekillerini koruyan ve hareketlerini sağlayan sistemdir. Özellikle omurgalılarda gelişmiş, etkin olan bir sistemdir.
Basit yapılı bitkilerde dikliği ve sertliği turgor basıncı sağlar. İleri yapılı bitkilerde ise iskelet görevini destek dokular üstlenmiştir.
İSKELET SİSTEMİ
Görevleri şunlardır:
a. Vücudun çatısını kurmak
b. Kas sistemiyle birlikte vücudun hareketini sağlar
c. Vücuda diklik ve sertlik sağlar
d. İç organları dış etkilerden korur.
e. İç organlara ve kaslara tutunma yüzeyi sağlar
f. Kan yapımında görev alır.
g. Temel mineralleri depolar.
İki çeşit iskelet sistemi vardır:
1. Dış İskelet : Üzerinde hiç bir vücut örtüsü bulunmaz. Bir hücre veya özel hücre grubunun salgılandığı organik veya inorganik maddelerden oluşur. Dış iskelet vücut için iyi bir koruyucu olup fazla kaybını önler.
2. İç İskelet : Vücudun içinde bulunup çeşitli vücut örtüleriyle örtülüdür. Omurgalıların hepsinde bulunur. Ayrıca omurgalılarda birbirine eklemlerle bağlanmış olan iç iskelet, hareketi kolaylaştırırken büyümeyi fazla sınırlamaz.
Embriyonun mezoderm tabakasından farklılaşarak meydana gelir. Köpek balıklarından iç iskelet kıkırdaktan ibarettir. Diğer omurgalılar da ise embriyo döneminde kıkırdak dokudan oluşan iç iskelet daha sonra kemik dokuya dönüşür.
İNSAN İSKELETİNİN YAPISI
Omurgalıların çoğunda ve insanda iskelet vücudun çatısını oluşturur.
İskeleti oluşturan kemikler organizmaların gereksinimi olan bazı mineralleri depo eder.
Kemikler iki farklı şekilde gelişir:
1. Bağ dokudaki fibroblastların sayısı artarak kemik oluşturan hücrelere (osteoblast) dönüşür. Kafatasının yassı kemikleri, yüz kemikleri ve bugıldak kemiği bu şekilde oluşur.
2. Hiyalin kıkırdağın yıkılıp yerine kemik dokunun geçmesiyle de kemikleşme olur. Omurgalılardaki üye kemikleri ve leğen kemiği bu şekilde oluşur.
Organizmada kemik yapımı sürerken diğer taraftan da kemik yıkımı olur. Büyüme döneminde kemik yapımı yıkımından fazla olduğundan kemikler uzun ve kalınlaşır.
Yaşlıların ise yıkım yapımdan fazla olduğundan kemikler gözenekli bir hal alır ve kolaylıkla kırılabilir.
Kemik Oluşumunu etkileyen faktörler şunlardır:
a) Hormonlar : Hipofizin salgıladığı büyüme hormonu doğrudan etkili olmayıp, karaciğerdeki protein ve karbonhidrat met@bolizmasını hızlandırarak gerçekleşir.
b) Vitaminler: D vitamini Ca ve P'un emilerek kemiklerde birikimini sağlar.
c) Mineraller : Ca, Mg, SO4¾, gibi mineraller kemiklerini yapıtaşıdır.
Kas Sistemi
Omuzlar çok fazla yük taşır. Bu nedenle her iki omuzdaki kemik bir kıkırdak örtüsüyle kaplıdır. Ayrıca kemikle kıkırdak arasında eklemsıvısı vardır. Eklemin her iki tarafında kemikler, kaslara kiriş adı verilen güçlü liflerle bağlıdır. Solda ise aynı şekilde çok yük binen dizlerin güçlü olmasını sağlayan bağlar ve tendonların genel yapısı görülüyor.
Kaslar kemik ve eklemlerle beraber hareketi sağlar ve desteklik verir. Kas hücre zarına sarkollemma, sitoplazmasına ise sarkoplazma denir. Kaslar düz kas, çizgili kas ve kalp kas olmak üzere üç çeşittir. Düz kaslar ile kalp kası otonom sisteme bağlı olarak çalışır, çizgili kasların çalışması ise beynin kontrolündedir.
Kasların çalışması kas telcikleri (miyofibrin) ile olur. Miyofibrinleri oluşturan kas ipliklerinin kalın ve kısa olanlarına miyozin, ince ve uzun olanına aktin denir. Bunların temel yapısı proteindir. Aktin ve miyozin aktinomiyozin kompleksini oluşturur. Aktinomiyozinler iplikleri, iplikler kas telciklerini, kas telcikleri kas tellerini, teller kas demetlerini oluşturur.
Kasların Kasılma Mekanizması
Kaslar miyelinli sinir liflerinin denetiminde çalışır. İmpulslar sinir telerinin motor uç plağına ulaşınca sinir hücrelerinden asetilkolin salgılanır. Bu madde kasları uyarır, Ca iyonlarının aktin ve miyozin iplikleri arasına yayılmasına sebep olur ve kas telcikleri kasılır.
Kas kasılması ATP, Ca, K, Mg bulunan ortamda aktin ve miyozin ipliklerinin birbiri üzerine kayması ile gerçekleşir.
Çizgili kasların kasılması sırasında;
1- Aktin ve miyozin boyu değişmez .
2- I bandının boyu kısalır.
3- Z çizgileri birbirine yaklaşır.
4- H bölgesi daralır ve görünmez olur.
5- Aktin çubukları birbirine yaklaşır.
6- Kasın boyu kısalır hacmi değişmez.
Kas Sarsılması: Kasın bir kez kasılıp gevşemesidir.
I- Gizli Evre: Uyarının verildiği zaman ile kasın kasılmaya başladığı zaman arasındaki süredir.
II- Kasılma Evresi: Kasılmanın başlaması ile gevşemenin kasılması arasında geçen süredir.
III- Gevşeme Evresi: Gevşemenin başlaması ile kasın eski halini almasına kadar geçen süredir.
Bir sarsılmanın olabilmesi için uyarının ya eşik ******ine eşit yada fazla olması gerekir.
Kas Tonusu: Kasların dinlenme durumunda bile az da olsa kasılı olması durumudur. Bu durum organizmanın uyartılara çabuk cevap vermesini sağlar.
Fizyolojik Tetanoz: Eğer kas arka arkaya sık sık uyarılırsa gevşemeden tekrar kasılır. Bu durumda kas kasılı kalır. Buna fizyolojik tetanoz denir.
Kasların kasılması ve gevşemesi için enerji gereklidir. Bu enerji ilk olarak ATP`den sonra kreatin fosfat, glikoz ve glikojenden sağlanır. ATP`nin yeniden oluşması için kullanılan ilk enerji kaynağı kreatin fosfattır.
Kreatin fosfat + ADP = kreatin + ATP
ATP elde etmenin diğer bir yolu da kastaki glikojenin glikoza, glikozunda ATPye dönüştürülmesidir.
Kas kasılması sırasında glikojen, O2, ATP ve kreatin fosfat azalır, laktik asit, CO2, inorganik fosfat, ADP ve kreatin azalır.
Eğer kasılan kaslar gerekli enerjiden yoksun ise kasılı durumda kalır.
Tetani: Kasların gevşemesini sağlayan kasılmalardır. Ca tuzlarının eksikliğinde ortaya çıkan ellerde ve parmaklarda gözlenen ağrılı kasılmalardır.
Antagonist kaslar: Birbirine zıt çalışan kaslardır. Biri kasılırken diğeri gevşer.
Sinerjit kaslar: Aynı anda kasılıp gevşeyen kaslardır. Bu durumda eklem dik ve hareketsiz kalır.
Kaynak;
Guest (2011,Eylül 2). İnsanda İskelet ve Kas Sistemi. http://www.muhteva.com/insanda-iskelet-ve-kas-sistemi-t256515.html (2012,Nisan 8)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder